Çin gizli servisinin yetenekli bir ajanı, özel bir görev için Paris'e gönderilir. Bu görev, ilk bakışta basit gibi görünse de, ajanımız kendini karmaşık ve tehlikeli olayların ortasında bulur. Paris'e adım atar atmaz bir cinayetle bağlantılı gizemli bir olaylar zincirine çekilir. Ajanımız, kahraman olmaktan ziyade, anti-kahraman özellikleri gösteren bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Adeta bir sır yumağını çözmeye çalışan bu adam, Paris'in karanlık sokaklarını ve gizemli köşelerini keşfederken birçok zorlukla karşılaşacaktır. Filmde, çocuğunu arayan Nebraskalı bir kadın rolünde karşımıza çıkan Bridget Fonda gibi yan karakterler de hikayeye farklı bir boyut katıyor. Ancak, Paris'in yalnızca bir fon olarak kullanılması ve senaryonun derinlikten yoksun olması, filmin zayıf noktaları arasında sayılabilir. Luc Besson'un senarist ve yapımcı olarak imza attığı bu film, Jet Li'nin etkileyici dövüş sahneleriyle dikkat çekiyor. Dövüş sanatları motifleriyle bezenmiş olan film, aksiyon severler için adeta bir şölen. Ancak, senaryonun zayıflığı ve abartılı sahneler, filmi daha ciddi bir yapım olmaktan uzaklaştırıyor. Sonuç olarak, filmde bolca aksiyon, bolca Paris manzarası ve bir o kadar da abartı bulacaksınız.
Film hakkındaki düşüncelerinizi paylaşın