Film, Mussolini'nin İtalya'sında, faşizmin yükselişe geçtiği bir dönemde geçiyor ve Pinokyo adlı bir kukla çocuğun hikayesini anlatıyor. Pinokyo, baba figürünün beklentilerini karşılamaya çalışırken aynı zamanda sevgi ve itaatsizlik arasında gidip geliyor. Tahtadan yapılmış bu çocuk kuklası, hayatının en büyük arzusu olan gerçek bir çocuk olma hayalini kovalıyor. Film, ünlü İtalyan yazar Carlo Collodi'nin orijinal Pinokyo hikayesinin oldukça farklı, karanlık ve çarpık bir yorumu. Geleneksel masalın naif ve masum yapısının aksine, bu yapım, daha karmaşık ve karanlık bir ton taşıyor. Mussolini'nin İtalya'sının çalkantılı ve baskıcı atmosferini, Pinokyo'nun hikayesi üzerinden yansıtıyor. Bu hikaye, Collodi'nin ölümsüz masalının sadece bir baba-oğul hikayesi olmadığını, aynı zamanda bireyselliğin ve özgürlüğün simgesi olduğunu gözler önüne seriyor. Faşizmin yükselişi, Pinokyo'nun kendini bulma ve kabul etme mücadelesiyle paralel bir şekilde ilerliyor, böylece filmde, politik bir bağlama sahip bir kişisel büyüme hikayesi anlatılıyor. Bu film, hem yetişkinlere hem de çocuklara hitap eden, klasik bir masalın çarpıcı ve düşündürücü bir yeniden anlatımı.
Film hakkındaki düşüncelerinizi paylaşın