Günümüzün Beyrut’unda geçen bu dokunaklı film, 11 yaşındaki Filistinli çocuk Warai'nin hikayesini anlatır. Warai, doğduğundan beri ailesiyle birlikte evlerin yıllar boyunca üst üste kurulduğu küçük bir mülteci kampında yaşamaktadır. Kampın kurucularından biri, Warai’nin çok sevdiği büyükbabası Sidi'dir. Sidi, 1948 yılında evinden zorla çıkarıldıktan sonra bu kampa yerleşen ilk insanlardan biridir. Warai, büyükbabasının Galile’deki eski evlerinin hikayeleriyle büyümüştür. Ancak bir gün, umutsuzluk ve çaresizlik içinde kaybolmuş hisseden Warai'ye büyükbabası Sidi, Galile’de terk etmek zorunda kaldıkları eski evlerinin anahtarını verir. Bu anahtar, sadece bir kapıyı açmanın ötesinde, Warai'nin ve ailesinin geçmişle bağını temsil eder. Dedesinin hikayeleriyle beslenen Warai, kampın çevresinde kaybolmuş umutlarını ararken yaşadıklarını ve dedesinin hikayelerini gelecekteki nesillere aktarma kararı alır. Film, izleyicileri Warai’nin gözünden bugünün Beyrut’undaki yaşamı ve bir çocuğun kaybolmuş bir geçmişi yeniden bulma çabasını etkileyici bir şekilde gözler önüne seriyor. Warai’nin dedesi Sidi'nin anlattığı hikayeler ve verdiği anahtar, ona yol gösteren birer umut ışığı olur. Bu yürek burkan ve aynı zamanda ilham verici film, izleyicilere sadece Warai’nin değil, birçok kuşağın yaşadığı acıları ve umutları anlatır.
Film hakkındaki düşüncelerinizi paylaşın