Film, bizi 2026 yılına götürüyor. Ölümcül bir virüsün ortaya çıkışıyla birlikte Avrupa, artık bildiğimiz yer olmaktan çıkmış ve dünyanın geri kalanından tamamen izole edilmiş durumda. Kıtanın büyük bir kısmı harap olmuş ve sokaklarda kaos hakim. İnsanlar hayatta kalma mücadelesi verirken, toplum düzeni tamamen çökmüş durumda. Bu karanlık dünyada, küçük bir direniş grubu, virüsle mücadele edebilecek bir tedavi bulmak için uğraşıyor. Ancak kaynakların sınırlı oluşu, teknolojinin yetersiz kalması ve sürekli karşılaştıkları tehlikeler, işleri daha da zor hale getiriyor. Grup üyeleri arasında yaşanan çatışmalar ve güven sorunları, zaten zor olan durumlarını daha da karmaşık hale getiriyor. Film boyunca, insanlığın bu zorlu koşullarda bile umudu ve dayanışmayı nasıl koruduğunu, bireylerin kişisel fedakarlıklarını ve insan doğasının en karanlık yönlerini görüyoruz. Film, izleyicileri bir yandan bu distopik geleceğe adım attırırken, diğer yandan da insanlık ve umut üzerine derin düşüncelere sevk ediyor.
Film hakkındaki düşüncelerinizi paylaşın