Ülke

United States

United States Sinema Tarihi

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) sinema tarihi incelendiğinde, Hollywood olarak bilinen sinema sektörünün 20. yüzyılın başlarından beri küresel sinema sektöründe oldukça fazla etkisi olduğu görülmektedir. Sektörün başlıca kimliği ise 1913 ve 1969 yılları arasında kendini göstermiş olan klasik Hollywood sinemasıdır. Lumière kardeşlerin sinemayı icat etmesinden çok kısa bir süre sonra Amerikan sineması yeni doğmaya başlayan bu sektörün baş aktörü olmuştur. 2017 yılı itibariyle dünya sinema sektöründe Çin’i takip ederek ikinci sırada yer almıştır. Günümüzde, sektörde bir yıl içinde ortalama 700 film yapılmaktadır.

ABD sinema sektörünün ilk faaliyetleri 1878 yılına kadar uzanmaktadır. Bu yılda, New Jersey’in Fort Lee kentinde ilk hareketli fotoğraflar çekilmiştir. Fort Lee, ilerleyen tarihlerde sektörün başlıca sinema kenti olmasıyla oldukça önemli bir rol oynayacaktır. 19. yüzyılın sonlarına gelindiğinde ise Thomas Edison sayesinde sektörleşme başlamıştır. Thomas Edison, yine New Jersey’in West Orange kentinde Black Maria isimli ilk film yapım firmasını kurmuştur. Hudson nehri ve vadisinin etrafında bulunan toprakların o dönemde fazlasıyla ucuza satılmasıyla New Jersey, ABD’de sinema eyaleti haline gelecektir.

Sektörün hızla büyümeye başlamasıyla ve özellikle 20. yüzyılın başlarında yaşanan ekonomik buhran sebebiyle fazla sayıda işçi sektörde çalışmaya başlamıştır. 1907 yılında ünlü Kalem Company isimli firmanın Fort Lee’ye yerleşerek filmlerini burada çekmeye başlaması üzerine diğer film yapımcıları kısa bir süre içinde Kalem Company’i takip etmiştir. 1909 yılına gelindiğinde ise Kalem Company’nin başlıca rakibi olan Champion Film Company, Universal Studios isimli stüdyoyu kurmuştur.

Hollywood’un Yükselişi

1910lu yılların başlarında yönetmen D. W. Griffith, eşliğinde Blanche Sweet, Lillian Gish, Mary Pickford ve Lionel Barrymore gibi isimler ile ülkenin batı kıyısına Biograph Company isimli film yapım firması tarafından gönderilir. Gönderilen ekip, Los Angeles’in merkezinde bulunan Georgia Caddesi üzerinde terk edilmiş bir binada film çekmeye başlarlar. Burada faaliyete başlayan stüdyonun temsilcileri, yeni yerler keşfetmeye ve yeni yerleri gezmeye karar verir. Bu vesileyle Los Angeles’in kuzeyinde bulunan Hollywood isimli küçük bir kasabaya gelirler. Kasaba, gelen ziyaretçilerin ekonomik katkı sağlamasıyla ziyaretçilere karşı oldukça fazla ilgi gösterir ve kasaba sakinleri filmlerin kendi kasabalarında çekilmesinden hoşnut olur. Şehir kargaşasından kurtulmayı planlayan ve sakin bir zihinle film çekmek isteyen Griffith, In Old California isminde California’nın 19. yüzyılda Meksika’ya ait olmasını anlatan bir belgeseli Hollywood’da çeker. Çekilen bu yapım, Hollywood’da yapılan ilk film olmuştur. Kasabayı seven Griffith, ilerleyen birkaç ay boyunca kasabada kalır ve birkaç film daha çektikten sonra New York’a döner.

Diğer tarafta, yine 1910 yılında Selig Polyscope isimli bir Chicago şirketi Los Angeles’da bulunan Edendale isimli bölgede bir film stüdyosu kurar. Thomas Edison’un elde ettiği patent sebebiyle para ödemek zorunda kalan diğer birçok yapımcı New Jersey’den, Los Angeles’a doğru ülkenin batısına kaçmaya başlar. Los Angeles’da toplanan yapımcılar Griffith’in başarısını öğrenirler ve Hollywood’da ilk stüdyo 1911 yılında Nestor Studios isimli bir New Jersey şirketi tarafından kurulur. Sonrasında Nestor Studios, Universal Studios ile birleşir ve Hollywood Digital Laboratory ismini alır. Günümüzde Hollywood Digital Laboratory, Hollywood’da bulunan en eski ve en köklü film stüdyosudur. 1930lara gelindiğinde ise New Jersey’de bulunan neredeyse tüm yapımcılar, Los Angeles’da faaliyete başlamıştır. New Jersey’da kalan stüdyolar ise Thomas Edison’un patenti dolayısıyla faaliyet gösteremez hale gelmiştir. Batıya kaçanlar ise özgür bir hareket ortamı elde edebilmiştir.

Yaşanan bu gelişmeler neticesinde Hollywood’da bulunan film stüdyoları büyümeye başlamıştır. Birinci dünya savaşı öncesinde Amerika’nın diğer eyaletlerinde de filmler yapılıyor olsa da çoğunluk eninde sonunda California’ya ve Los Angeles’a göç etmiştir. Elde ettikleri özgür ortamın yanı sıra eyaletin yılın her döneminde güneşi iklimi durmadan film çekebilmelerine olanak sağlamıştır. Birinci dünya savaşı esnasında Avrupa genelinde sinema sahneleri ve stüdyoları fazlasıyla hasar görmüşken, Amerika’da benzer bir hasar olmadığından dolayı sektör, Avrupa’ya geçmeyi başarabilmiştir.

Bu çerçevede, Hollywood kasabası başta olmak üzere, günümüzde California ve Los Angeles çevresi Hollywood olarak bilinmektedir.

Hollywood’un Altın Çağı

Gerek stüdyoların özgür bir ortam elde edebilmesi, gerekse de Avrupa’da yaşanan savaşlar sayesinde 1913 ve 1969 yılları arasında Hollywood’un altın çağı yaşanmıştır. Bu dönemde stüdyolar özellikle Avrupa sektörlerine giriş yapabilmiştir. Yapılan filmlerin birçoğu, diğer ülkelerin sektörlerine öncülük etmiştir. 1927 yılında The Jazz Singer isimli filmin yapılmasıyla sessiz film dönemi kapanmış ve sektör sadece sesli film yapmaya başlamıştır.

Geleneksel bir kimliğe kavuşan sektörde faaliyet gösteren stüdyolar, bu geleneksel kimliği bozmadan devam ettirmiştir. Kovboy filmleri, hareketli çizgi filmler, abartılı hareketlerle oynanan komediler, müzikaller ve biyografi niteliğinde olan filmler bu geleneksel kimliğin başlıca kategorilerini oluşturmaktadır. Bu dönemde yapılan filmlerin neredeyse tamamında bu kategorilerin ağır bastığı rahat bir şekilde görülmektedir.

1970 Sonrası Düşüş ve Günümüz

1970 yılına gelindiğinde ise sektörün altın çağı bitmiş ve sektörde bir düşüş yaşanmaya başlamıştır. Ancak her ne kadar bir düşüş yaşansa da yaşanan bu düşüş Hollywood’un hala dünyanın en büyük sinema sektörü olmasına engel olmamıştır. Düşüşün temel sebebi ise savaşlar sonrasında toparlanmaya başlayan Avrupa ülkelerinin, sinema sektörlerine de müdahale edip Amerikan etkisini azaltmaya yönelik kanunları yürürlüğe koymalarıydı. Her halükarda Amerikan filmleri fazlasıyla kazançlı bir şekilde faaliyet göstermeye devam etmiştir.

Günümüze gelindiğinde ise özellikle 21. yüzyılın başlarından beri sektörde süper kahraman filmlerinin ağır bastığı görülmektedir. Tartışmacılar ve eleştirmenler bunun sebebinin teknolojide yaşanan hızlı yükseliş olduğunu belirtmektedir. Teknoloji sayesinde sinema sektöründe daha önce yapılması hayal bile edilemeyen kimi çekim tekniklerine imza atılmıştır. Aynı zamanda gelişen teknoloji, film maliyetlerini azaltmıştır.

Hollywood sinema sektörü 2019 itibariyle tüm dünya sıralamasında üçüncü sırada yer almaktadır. Birinci sırada ise Çin sinema sektörü, ikinci sırada Bollywood bulunmaktadır. Ülke genelinde 40.000den fazla sinema sahnesi faaliyet göstermektedir. Bu zamana kadar 1 milyardan daha fazla filmin yapıldığı bilinmektedir. Sektörün başlıca aktörleri ise Disney, Sony Pictures, Comcast, Paramount Global, Warner Bros. ve Amazon isimli şirketlerdir.