Takumi ve kızı Hana, Tokyo'ya yakın bir Mizubiki Köyü'nde yaşamaktadır. Onlar, kendilerinden önceki nesiller gibi doğanın döngülerine ve düzenine uygun olarak mütevazı bir yaşam sürerler. Köyde yaşıyor olmalarına rağmen, modern dünyanın etkisinden tamamen uzak değillerdir. Bir gün kasaba halkı, Takumi'nin evinin yakınında bir glamping alanı inşa etme planını öğrenir. Glamping, lüks kamping anlamına gelen ve doğanın içindeki konforlu konaklama alanlarını ifade eden bir terimdir. Glamping şirketinin iki temsilcisi bir toplantı için şehre geldiğinde, bu projenin yerel su kaynağı üzerinde olumsuz bir etkisi olacağı ve isyanlara yol açacağı anlaşılır. Şirketin planları, hem bölgenin ekolojik dengesini hem de yerel halkın yaşam biçimini tehlikeye atmaktadır. Su kaynağının kirlenmesi sadece doğayı değil, aynı zamanda burada yaşayan insanların geçim kaynaklarını ve sağlıklarını da tehdit edecektir. Takumi, bu projeye karşı kendi çapında mücadele etmeye karar verir. Doğayla iç içe olan bu köyde, herhangi bir dış müdahalenin dengeleri nasıl bozabileceğini çok iyi bilmektedir. Projenin ilerlemesiyle birlikte, Takumi'nin yaşamı ve doğayla kurduğu bağ derinden etkilenir. Onun için bu mücadele sadece bir çevre meselesi değil, aynı zamanda bir yaşam tarzını koruma mücadelesidir. Film, doğa ile insan arasındaki kırılgan dengeyi ve modern dünyanın etkilerini anlatırken, izleyicilere insanoğlunun doğaya olan sorumluluklarını da hatırlatıyor. Eğer köy yaşamı, doğa ve insan ilişkileri üzerine düşündüren bir film izlemek isterseniz, bu filmi kaçırmamalısınız.
Film hakkındaki düşüncelerinizi paylaşın