Oyuncu

Laurence Fishburne

Güçlü, militan, otoriter figürleri ve Hollywood’un en yetenekli ve çok yönlü oyuncularından biri olan Laurence (John) Fishburne III, bir dizi NAACP Image ödülü de dahil olmak üzere çok sayıda ödülün sahibi oldu. Fishburne kariyer hayatı boyunca “Tina, Aşkın Bununla Ne İlgisi Var (1993) filminde ortaya koyduğu performansı ile Oscar Akademi Ödülüne en iyi başrol oyuncusu dalında aday oldu ve toplamda 26 ödülü ve 70 ödül adaylığını kazandı.

30 Temmuz 1961’de Georgia, Augusta’da bir öğretmen olan Hattie Bell ve çocuk ceza infaz memuru Laurence John Fishburne, Jr.’ın çocuğu olarak dünyaya geldi. Annesi, boşandıktan sonra ailesini Brooklyn’e taşımaya karar verdi. 10 yaşında, genç çocuk ilk oyunu olan “In My Many Names and Days”, Manhattan’daki dar bir küçük tiyatro alanında sergiledi. Oyunculuğa devam etti, ancak o zamanlar kendisini daha çok körpe bir çocuk oyuncu olarak görerek, bir çocuk yıldızın düşebileceği tuzaklarından kaçınmayı başardı. Bu erken aşamada kendisini Larry Fishburne olarak adlandırdı, oyunculuk tekniği konusunda hiç çalışmadı veya eğitim almadı.

EKRANLARA İLK ADIMI

1973’te, 12 yaşındayken genç Laurence, üç sezon süren One Life to Live (1968) adlı gündüz dizisinde tekrar eden bir rol kazandı. Daha sonra, getto temalı Cornbread, Earl and Me (1975) filminde ilk kez sahneye çıktı. Francis Ford Coppola, 14 yaşında onu Filipinler’de çekimleri iki yıl süren Kıyamet (1979) filminde oynamasını sağladı. Laurence, o uzun çalışma döneminden sonra bir buçuk yıl daha çalışmadı. Lincoln Square Academy mezunu Coppola, Laurence’den Siyam Balığı (1983), Gangsterler Kulübü (1984) ve Gardens of Stone (1987) filmlerinde onu tekrar işe alacak kadar etkilendi.

1980’ler boyunca, küçük bir kargaşaya rağmen sinema ve TV kariyerini öne çıkan rollerle listesini oluşturmaya devam etti. Pee-wee’s Playhouse (1986) adlı çocuk dizisinde Kovboy Curtis karakterini canlandırdığı tekrar eden bir rol, o sırada her türlü ekonomik ihtiyacında ona yardımcı oldu. O dönemde popüler birkaç tv dizisinde konuk oyuncu olarak da rol aldı.

Yeni on yıl yani 90’lar, Laurence için açık bir şöhret ile geldi. John Singleton’ın şehir masalındaki bir başrol Artık Çocuk Değiller (1991) onu hemen film oyuncularının en ön sıralarına fırlattı. Los Angeles’ın çalkantılı Güney Merkez bölgesinde geçen, etrafındaki cehalet ve şiddetin üstesinden gelmeye çalışan, ahlaki olarak düşünen boşanmış bir baba olarak güçlü rolü olan Laurence, gerçekçi oyunculuk ve herhangi bir film türünde performans sergileme becerisini gösterdi.

Daha büyük ekranda yani sinemada, hem Laurence hem de Angela Bassett, Tina: Aşkın Bununla Ne İlgisi Var (1993) filminde rock yıldızları Ike ve Tina Turner’ın ham, kaynaşan tasvirleri ile Oscar’a aday gösterildi. Daha önceki rollerine göre, son derece itici bir karakter canlandırmayı başardı ve onu ayıltıcı ve büyüleyici bir deneyim haline getirdi. Aynı zamanda gişe rekorları kıran bir film olan Keanu Reeves’in akıl hocası Morpheus’un rolünü, en çok çığır açan özel efektleriyle tanınan son derece popüler fütüristik bilim kurgu Matrix (1999)’de yarattı. Serinin sonraki bölümleri için de geri döndü.

2008 sonbaharında Fishburne, popüler CBS dizisi Kanıt Peşinde’de (2000) erkek baş araştırmacı olarak William Petersen’in yerini aldı, ancak 2011’de filmlere yeniden odaklanmak için diziden ayrıldı ve yerine Ted Danson geçti. O zamandan beri Black-ish (2014) komedisinde “Pops” rolüyle düzenli olarak oynadığı gibi, Süpermen filmi Çelik Adam (2013) ve Batman vs Superman: Adaletin Şafağı’nda (2016) Daily Planet gazetesi şefi Perry White olarak da beyaz perdede izlendi. Gerilim filmi Çıkmaz Yol’da(2016); kiralık bir suikastçiyi oynadı, Sıkı Dostlar’da (2017) bir bakan ve eski Vietnam Savaşı gazisini canlandırdı ve Imprisoned (2018) filminde intikam peşinde koşan bir hapishane gardiyanını canlandırdı.