Bir adam düşünün, ömrü boyunca modern kent yaşamının içinde var olmuş, devasa 747'lerle dünya turu yapmış ve sürekli bilgisayar karşısında çalışarak hayatını kazanmış. Bu adamın hayatı, bir gün bindiği uçağın denize düşmesiyle aniden değişir. Fiji'de ıssız bir adada mahsur kalan adam, tam dört yıl boyunca tek başına yaşamak zorunda kalır. Bu izolasyon süresi boyunca, adadaki hayatı onun bilinç düzeyini tamamen değiştirir mi yoksa modern dünyaya döndüğünde yine aynı kişi olarak mı kalır? Uçağın düşmesinden önce yaşamı sadece işi etrafında dönen ve sevdiği herkesi, özellikle de kız arkadaşını ihmal eden bu adam, adada geçirdiği zaman boyunca kendini ve hayatta gerçekten neyin önemli olduğunu sorgulamaya başlar. İzolasyon ve yalnızlık, ona hayatın gerçek anlamını öğretir ve kendisiyle daha derin bir bağ kurmasına olanak tanır. Peki ya geri döndüğünde eski hayatına devam etmesi mümkün olacak mıdır? Adada geçirdiği süre, onu modern dünyanın alışkanlıklarından ve streslerinden arındırarak, tamamen yeni bir perspektif kazandırır. Bu süreç, ona kendi iç dünyasına dair önemli keşifler yapma fırsatı tanır. Hayatta gerçekten neyin önemli olduğunu anladığında, önünde yepyeni bir yaşam yolu belirir. Bu adam için eski yaşamına dönmek artık pek mümkün görünmemektedir. Hayatın ona sunduğu yeni ve farklı bir yolun başlangıcında, artık eskisi gibi biri değildir.
Film hakkındaki düşüncelerinizi paylaşın